Bitlis’in Adilcevaz ilçesi Cevizli Mahallesi’nde bulunan Kazma Deresi bölgesindeki ‘su altı peribacaları’ diye bilinen mikrobiyalitlerin korunması ve ekoturizme kazandırılması için çalışmalara başlandı.
Sahile yaklaşık 2.5 kilometre uzaklıkta bulunan, boyları 10 metreyi aşan mikrobiyalitler, 2015 yılından itibaren üniversiteler tarafından incelenmeye ve bulunduğu alanların tesbit çalışmaları devam ediyor. Van Gölü’nün 6 bin 500 yıl önce mikrobiyalitlerin tespit edildiği alanda olduğunu düşünen bilim insanlarını heyecanlandırmıştı.Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, Orman ve Su İşleri Van Doğa Koruma ve Milli Parklar 14. Bölge Müdürü Mustafa Şentürk, dalgıç Cumali Birol ve Girişim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği üyesi Gökhan Dilmen, Van Gölü sahiline yaklaşık 2.5 kilometre uzaklıkta bulunan Adilcevaz’ın Cevizli Mahallesi’ndeki Kazma Deresi bölgesinde incelemelerde bulundu. Cumali Birol’un Van Gölü içinde ‘su altı peribacaları’ diye de bilinen mikrobiyalitlerle ilgili kısa film çalışması yaparken karada tespit ettiği ve fotoğraflayıp Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş’la paylaştığı mikrobiyalitler, konuyla ilgili çalışma yapan akademisyenlerin ilgisini çekti.
‘Mikrobiyalit alanlar, Van Gölü’nün oluşumu ile ilgili bilgileri içeren çok önemli alanlardır. ‘
Van Gölü’nün altında yıllardır gizli kalan ve 10 metreyi aşan boylarıyla dünyanın en büyük mikrobiyalitleri ile su seviyesi hakkında çalışmalar yürüten Prof. Dr. Sarı ve Yrd. Doç. Dr. Akkuş, Adilcevaz’a gelerek, incelemelerde bulundu. Akkuş, Kazma Deresi bölgesinde incelemelerde bulunduktan sonra Orman ve Su İşleri Van Doğa Koruma ve Milli Parklar 14. Bölge Müdürü Mustafa Şentürk’ü bilgilendirdi. Mikrobiyalit alanının korumaya alınarak, buraya yürüyüş yolları yapılması gerektiğini belirten Akkuş, bölgedeki mikrobiyalitlerin yaklaşık 10 bin yıllık olduğunu kaydetti.
Yrd. Doç. Dr. Akkuş, “Adilcevaz, sadece güzelliğiyle değil; sahip olduğu doğa harikasıyla da Van Gölü havzasının en önemli yerlerinden birisidir. Cumali Birol’un bize haber vermesiyle bu bölgeye geldik ve bu bölgedeki mikrobiyalit alanları tespit ettik. Mikrobiyalit alanlar, Van Gölü’nün oluşumu ile ilgili bilgileri içeren çok önemli alanlardır. Buradaki alanlar, geçmiş ile ilgili birçok izi ve sırrı içerisinde saklıyor. Bölgede incelemelerde bulunuyoruz. Koruyup ve tanıtımını yaparsak binlerce insanın bölgeye geleceğini düşünüyoruz. İnşallah, yapılacak olan çalışmalarla doğa harikası bu mikrobiyalitleri koruma altına alarak, bölgeyi ekoturizmine kazandıracağız” şeklinde konuştu.
Orman ve Su İşleri Van Doğa Koruma ve Milli Parklar 14. Bölge Müdürü Şentürk de mikrobiyalit alanlarının korumaya alınması için çalışma başlatacaklarını belirterek, şunları söyledi: “Bu bölgeyi cazibe merkezi haline getirebilmek için çok yoğun çalışmalar yapmaktayız. Bir tarafta Malazgirt Meydan Muharebesi diğer tarafta Ahlat Selçuklu Mezarlıkları ve Nemrut Kalderası’nın yanı sıra bugün de Adilcevaz’daki mikrobiyalit alanlarını gelip, gördük. Buradaki doğal güzellikleri, gelecek nesilleri aktarılması için ciddi bir çalışma yapılması gerektiği kanaatindeyim. Bölgemizin cazibe merkezine önemli bir katkı sağlayacak olan mikrobiyalit alanlarının Milli Parklar Kanunu kapsamında ‘tabiat anıtı’ dediğimiz ve sadece mutlak koruma alanı olarak belirlenen bir statü verilmesine uygun alanlar olduğunu gördük. Nasip olursa bu çalışmamızı hızlı bir şekilde yapacağız. Hem karadaki hem de Van Gölü içerisindeki mikrobiyalit alanları birleştirerek, ciddi çalışmalar yapacağız. İnşallah, yapacağımız çalışmalar sayesinde bölgemize ciddi manada katkı sağlanmış olacak.”
‘Hep birlikte bu alanlara sahip çıkmalıyız.’
İlçedeki mikrobiyalit alanların tespit edilmesine katkı sağlayan dalgıç Cumali Birol ise mikrobiyalitlerin korunması için herkese önemli görevler düştüğünü belirtti. Bölgenin ilçe için önemli bir alan olacağını dile getiren Birol, “Bölgeyi, inşallah turizme kazandıracağız. Burası, turizm açısından gerçek anlamda bir değer taşıyor ve bu değer sayesinde inşallah Adilcevaz, hak ettiği yere gelecek. Ayrıca buradaki mikrobiyalitlere zarar verildiğine dair duyumlar aldık ve gelip gördük ki bazı bölümlerde hazine arandığını ve bazı alanlara zarar verildiğini gördük. Vatandaşlarımıza bu konuda bir çağrıda bulunuyorum. Lütfen, bunu yapmayalım. Bu alanlara zarar vermeyelim. Burası gerçek anlamda Adilcevazımıza bir değer ve katkı sağlayacaktır. Hep birlikte bu alanlara sahip çıkmalıyız. Belki bugün olmayacak; fakat birkaç yıl sonra bu alanlar, gençlerimize ve ilçemize ciddi manada katkılar sağlayacak” dedi.