Arkeologlar Roma stilinde olan ve bazilika olarak bilinen bu kilisenin gölün kıyısına 390 yılında yapıldığı düşünülüyor. Bu yıllar, İznik’in Nikaia olarak bilindiği ve İstanbul’un da Doğu Roma’nın başkenti olduğu yıllardı.

2014 yılında, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, tarih boyunca Bitinya, Roma, Selçuklu ve Osmanlı gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapan İznik’te başlattığı “Tarihi Kültürel Mirası Tespit ve Havadan Fotoğraflama Çalışmaları” sırasında tesadüfen tespit edilen bazilika, bulunduğu günden beri adından sık sık söz ettirmeye devam ediyor. Her ne kadar bölge halkı tarafından bilindiği iddia edilse de, İznik Gölü’nün sadece 20 metre kadar açığında ve 2 metre derinlikte bulunan dev bazilikanın, bugüne kadar fark edilememesi ise oldukça ilginç.

740 yılında gerçekleşen deprem kiliseyi yerle bir etti ve daha sonra da zamanla gölün yüzeyinin altında kaldı ve unutuldu. Unutulan bu kalıntılar 1600 yıl sonra yeniden keşfedildi.

Burdaki zenginliğin zamanla yok olmasından önce buraya Türkiye’nin ilk sualtı arkeoloji müzesinin kurulması planlanıyor.

Bursa Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı olan Mustafa Şahin,
“Gölün görüntülerini ilk gördüğümde, açıkça bir kilise yapısını görmek beni çok şaşırttı. İznik’te 2006’dan beri saha araştırmaları yapıyordum ve böyle muhteşem bir yapıya rastlamamıştım.’’ dedi.

Kilise suyun yaklaşık 3 metre altında ve gölün kıyısına 50 metre uzaklıkta bulunuyor.

Hristiyanlıktan bile daha eski olabilir.

Şahin, buradaki bazilikanın bir pagan tapınağı olan Apollon Tapınağı’nın üzerine yapılmış olabileceğini  söylüyor. Antik Yunan ve Roma tanrısı Apollon, Erken Hıristiyanlık döneminde bazen İsa ile ilişkilendirilen güneş tanrısıydı.

Bu fikrin sebebi ise Roma İmparatorluğu’nu 180 ila 190 yılları arasında yöneten Commodus’un Nikaia’nın şehir surlarının dışına bir Apollon Tapınağı inşa ettirdiğine dair Roma dönemi kayıtların bulunması.

Tarihsel olarak kiliseden daha eski olan bazı sikkeler ve eski bir kandilin parçaları da kilise bölgesinde keşfedildi. Bunlar daha eski bir yapının kanıtı olabilirler. Şahin, tapınağın kilisenin altında kalmış olup olmadığını sorguluyor.

2019 yılında müze 

Mustafa Şahin’in belirttiğine göre sualtı müzesinin planları onaylanırsa, çalışmalar bu yıl başlayabilir ve 2019 yılı içerisinde müze ziyarete açılabilir.

Müze yapısı, kıyıdan kalıntıları görebilme imkânı veren 20 metrelik bir kuleyi ve kalıntıları hemen üzerinden görebilmeye olanak tanıyan yürüyüş yolunu içerecek şekilde tasarlandı.

Müze kompleksi bir dalış kulübünü de içeriyor. Bu sayede turistler suyun içerisine gömülmüş kalıntıları da görebilme imkânına sahip olacak. Ayrıca ziyaretçilerin dua etmesine fırsat tanıyacak cam duvarlı sualtı odası da planlar arasında. Bu odanın kilisenin nef kısmının içerisine yapılması planlanıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen adınızı buraya girin