Son 10 yılda tüplü dalış, pahalı ve ulaşılmaz bir etkinlikten çok ciddi ve popüler bir tatil eğlencesine dönüştü. Tatil planlarını dalışla eşleştiren kişilerin sayısı oldukça fazlalaştı.

Çok sayıda yeni insan rekreasyonel tüplü dalışı deneyimlemeye başladı. Dalış, 8 yaşından (SSI Scuba Rangers programı) 80 yaşına kadar, katılmaya istekli ve sağlık yönünden sıkıntılı bir durumu olmayan herkes için yapılabilir bir etkinlik haline geldi.

Müthiş bir deneyimdir; düşünsenize seyrettiğiniz bir su altı belgeselini yaşamak gibisi yoktur. Emin olun su altına girdiğiniz an ve sonrasındaki her dalışınızda yeni bir dünya keşfetmiş gibi keyif almak mümkündür.

Bir eğitmen olarak dalışla ilgili en sevdiğim şey, hâlâ her defasında yeni bir şey ile karşılaşabildiğim ya da öğrendiğim bitmez tükenmez bir deneyim yolculuğu olmasıdır. Eğitmen olarak yeni katılan insanlara yepyeni bir dünyaya ufuk açmak ve onlardaki dalış heyecanını içimde hissetmek gibisi yok. Ben onların içindeki arzuya kavuşmalarını sağlayan bir aracıyım. Dalıştaki becerilerini yapmaya ve geliştirmeye yardımcı olan bir unsurum sadece.

İlk önce, eğitmen olarak sıkça karşılaştığım soruların bir özetini aşağıda bulacaksınız.

GÜVENLİ Mİ?

Evet, evet ve yine evet. Her zaman söylediğimiz bir şey güvenlik. Dalış hayatınız başladıktan sonra da en çok duyacağınız kelimelerden birisi olacak GÜVENLİK. Dalış, asla gereksiz bir risk almamak ve güvenlikten taviz vermemek prensiplere dayanmaktadır. Limitler ve kurallar esnetilemez ve değiştirilemez. Hepsi yıllardır deneyimlenen olaylar ve bilimsel olarak kabul gören kurallara dayandırılmıştır. Ve o kadar basit kuralları vardır ki alacağınız eğitimde bunu kavrayacaksınız.

Dalış için en temel güvenlik prensipleri her sistemin eğitim programının başında öğretilir ve hepsi aynı şeyi söyler: Asla nefesinizi tutmayın, eğitiminizin sınırlarını asla aşmayın, yalnız dalmayın, dalıştaki çıkış hızına riayet edin, güvenlik tedbirlerine harfiyen uyun ve su altındaki her şeye saygı ve sevgi duyun.

Son 20 yılda dalgıç sayısı katlanarak artarken, yaşanan kazalar ve belirsizlikler ciddi bir şekilde azalmıştır.

FİYATI NE KADAR?

Dürüst olalım, tüplü dalış ucuza gelmiyor, ancak nispeten ucuza dönüşüyor. Yıllar içinde erişilebilirlik aralığı kabul edilebilir seviyeye gelmiştir.

Dalışa başlayan birçok kişi hemen bu işin ne kadar kârlı olup olmadığını hesaplamaya başlar. Ama görünen köy öyle değil. Dalış merkezi temel masrafları, ekipmanlar, tekne, yolculuk için araç ayarlamak, otel ve tabi ki vergiler vs. gibi daha birçok kalem var hesaba katılmayan. Öncelikle ülkemizdeki emek hiçbir zaman hesaba katılmaz. Liste uzar gider böyle. Ama emin olun göründüğü gibi değil.

Fiyatlara baktığınızda  “doğru olamayacak kadar iyi görünüyorsa” dikkat edin, o zaman muhtemelen bir şey eksik ya da yanlış olabilir. Çünkü hiçbir zaman ucuz en iyisi demek değildir. Pahalı olanın en iyisi olduğunu düşünmek de aynı şekilde tabi ki. Deneyimlemek en basit yol gibi görünür ama ülkemizde dalış işi biraz kulaktan kulağa memnuniyet ve arkadaş çevresine göre şekillenmektedir.

DALIŞ BENİM İÇİN DOĞRU MU?

Dalış ile ilgilenmek isteyen çok insan var elbette ama hepsinde benzer sorular ve sorunlar var. Birçoğu dalışı yapıp yapamayacağından bile emin değil. Su ile sıkıntıları olanlar, yüzme dahi bilmeyenler, korkuları olanlar var. Ama hepsinin bir çözümü var merak etmeyin. Birçok kez gördüğüm korkuları olanların korkularından kurtulduğudur. Yüzme bilmeyenlerin yüzme öğrendiğini de gördük. Kapalı yerde kalma korkusu olanların bu sıkıntıdan farkına bile varmadan kurtulduklarını duyduk. Dalışı bu durumlardan kurtulmak için bir fırsata çevirme ihtimali olduğunu bilmeyen çok kişi var. Ve emin olun bu tür hikâyeleri çok gördük, çok duyduk.

Hiçbir fikriniz yoksa tanıtım dalışı yaparak başlayın. Görün bir su altını ve neye benzediği konusunda bir fikir edinin. Sonrası gelecek zaten. Bunu hep gördük ve görmeye devam edeceğiz.

Eğitim almaya karar verdiniz. Hoş geldiniz…  Hatta dalış hayatınızın en sıkıcı gününe hoş geldiniz. Ne oldu şaşırdınız mı? Evet. İşin eğitim süreci dalış için olmazsa olmaz ve en sıkıcı zamanlarıdır. Ama sonrasında içine girdiğiniz dünyanın yaşadığınız en inanılmaz tecrübelerden biri olduğunu göreceksiniz, biraz sabır lütfen.

CMAS, SSI, PADI… Nedir bunlar? 

Doğru olan sistemi seçmeye gelince, çoğunlukla nerede olduğunuza bağlı olarak durum değişir. Bulunduğunuz yerdeki eğitim sistemi bazen size seçme hakkı vermeden hareket eder. Önemli değil, sonuçta tüm eğitim sistemleri size hemen hemen aynı şeyi öğretecek. Bizler için mühim olan sisteme kazandırılan ama doğru bilgi ve beceri ile kazandırılan dalıcılar.

Ama Türkiye’de bu konuda yetkili merci TSSF’dir (Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu). TSSF – CMAS eğitim sistemi için sertifikalandırma yapmaktadır. SSI ve PADI ile yapılan özel anlaşma ile bu sistemdeki eğitmenlerin faaliyeti düzenlenmiştir. Bu konuda detay bilgi almak isteyenler TSSF’nin sitesini inceleyebilir.

Sistemler açısında basit gerçek, aynı temel öğeleri öğrettikleri, sadece bazı şeyleri biraz farklı yaptıkları ve bazılarının temel eğitimlerinde verdikleri bilgilerin detay miktarlarının farklı olmasıdır.

Temel olarak bakıldığında, hangi sistemden olursa olsun 100 dalış yaptığını söyleyen ama bizlerin ”nasıl oldu bu” diye merak ettiğimiz dalıcılar olmaktadır. Sistemin hangisi olduğundan ve eğitmenin ne verdiğinden ziyade temel olan, dalıcının kendisinin ne kadar öğrenmiş ya da öğrenmeyi istemiş olduğudur. Sistemlerin size verdiği temel bilgiler özünde değişmez.

EĞİTİMDE NELER VAR?

Tüm dalış eğitimi üç bileşen içerir: teori, pratik ve geliştirme.

Tipik olarak tüm sistemler teorik dersler ile başlar. Bir sınıf ortamında ders alarak, kitap veya elektronik ortamda ders çalışma ve sınav olmak gibi unsurları barındırır. Sonrasında sınırlı suda yapılan eğitim ve beceri alıştırmaları yapılmaktadır. Beceriler denizde de tekrarlanır, dalıcılar tamamına hakim olup rahatlayana dek sürer. Ardından ilk seviyeden başlayan bir geliştirme süreci ile dalış sayınız ile orantılı olacak şekilde kendinizi geliştirmek üzerine kurulu bir sistemdir. Temel yine size dayanmaktadır. Bu eğitimler sonrasında ne kadar daldığınız ve ne sıklıkla daldığınız gelişiminizin temel belirleyicisidir.

Su altına eğitim için indiğiniz andan sonra da bir sürü soru başlıyor. Daha önce duyduğunuz bazı şeyler var. Becerileri nasıl yapacağım diye endişeniz var. İlk önce, rahat olun. Vaktiniz var ve her şeyi ilk anda %100 doğru yapmak zorunda değilsiniz. Önemli olan sizin konforlu ve rahat bir konumda olmanız. İstediğiniz beceriyi rahat hissedene kadar tekrar edebileceğinizi bilin. Anlamadığınız ya da yapamadığınız bir hareketi eğitmeninizden istediğiniz kadar tekrar etmesini isteyebileceğinizi bilin.

Bazen ‘neden bunları yapıyoruz ki’ diyebileceğiniz su altı becerileri için emin olun bir açıklama var. ‘Bu hareketleri ne zaman kullanacağım’ dediğiniz anlar olacaktır. Ve eklemek gerekir ki, büyük olasılıkla birçoğunu kullanmayacaksınız. Ama şartlar oluştuğunda neyi ne şekilde yapmanız gerektiği konusunda fikriniz, bilginiz olacak.

YÜZME BİLMEK ZORUNDA MIYIM?

Evet ve hayır.

Evet, bazı sistemlerde bu zorunludur. Bir maske ve şnorkel ile yüzme biliyor olmanız gerekebilir. Bu, PADI sisteminde beklenen bir bilgidir.

Hayır. Dalış yapmak için Olimpiyat sporcusu ya da hatta iyi yüzücü olmak zorunda değilsiniz.

Yüzme becerisi belirli bir aşamadan sonra zaten olmazsa olmaz hale geliyor. Ama yüzme bilmiyorum diye dalış yapamam demeyin. Sonucunda eğitmen ya da dalış profesyoneli olmak istiyorsanız yüzme öğrenmek zorundasınız.

Dalış için yüzme yeteneği zorunlu değildir;  sıkıntı yaşamadan ve panik yapmadan rahat bir şekilde suyun altında olmak önemlidir.

Bununla birlikte, daha önce suya hiç girmediyseniz bunun biraz çaba gerektiren bir durum olduğunu unutmayın. Eğitiminize başlamadan önce bunu göz önünde bulundurmanız ve eğitmeninize bunu iletmeniz gereklidir.

ÇOCUKLARIM DALMAYI ÖĞRENEBİLİR Mİ?

Çocukların giriş dersi konusu sistemler arasında farklılık gösterir. Giriş seviyesinde sertifikalandırma için asgari yaş 10’dur. TSSF – CMAS sistemi temel alınacak olursa 14 yaşı doldurmuş olmak gerekmektedir. Ve ebeveyn onayı ile yapılabilir. Ebeveyn sorumluluğundadır.

EŞİM VEYA ÇOCUKLARIMIN KURSUNA KATILABİLİR MİYİM?

Şahsi tercihim ve ilk cevabım HAYIR!

Tamam, bu biraz açıklamayı hak eden bir cevap. Evet, elbette yapabilirsiniz, ancak bunu önerecek eğitmen olmadığını biliyorum.

Dalgıç olan hemen hemen her zaman müdahale etmeye çalışır ve budur dalıcı adayı üzerinde baskı yaratmakla kalmaz, ciddi sonuçlar da doğurur. Dalıcı eğitimi ile ilgili ilişkiyi eğitmeniyle kurmalıdır. Dışarıdan gelecek her müdahale işini zorlaştıracaktır. Sorsanız ‘dostça’ tavsiye vermeye çalışıyordur ama yeni olan için emin olun öyle değildir. Bunu ile ilgili net yaşadığım bir anım var. Bir kadın dalıcım sevgilisinin eğitim dalışına katılmak istedi. Ben müsaade etmedim. Başka bir eğitmen ile dalmak istedi ve ben kabul ettim. Ve sevgilisi bir sonraki dalış için bana gelerek ben sizinle dalmak istiyorum diyerek ciddi bir tartışma içine attı kendini. Bir süre sonra eğitime katılmak isteyen dalıcı gelerek özür diledi. Siz haklıymışsınız diyerek.

Eğiticinin işine devam etmesine ve söylediği şeyin yaşadığı bir tecrübe veya bilgi içerdiğine emin olun ve lütfen istediğini yapmasına izin verin.

GERGİNİM – BİR SORUN MUDUR?

Endişelenmeyin, gerginlik normaldir ve doğaldır. Size ait olmayan, tamamen yabancısı olduğunuz ve doğamızın dışında kanunların ve kuralların geçerli olduğu bir ortama giriyorsunuz.

Öte yandan, bu biz eğitmenlerin daha ilk gördükleri bir balık ile heyecanlanan kimseleri ilk görüşümüz olmayacak. Su altını belgeselden başka bir yerde görmemiş olan birçok insandan biri olabilirsiniz bizim için. Ama en keyifli dalışlar bizim için bunlardır.

TIBBİ OLABİLECEK DURUMUM VAR, DALABİLİR MİYİM?

Çoğu durumda, evet, ama doktor raporu talep edilir. Mesela astım hastaları kesinlikle hayır cevabı alacaktır. Diğer kontrol altında olabilecek durumlar için doktorunuzun vereceği cevap önemlidir.

Alerjilerle tetiklenen astımda duruma göre değişir. Günlük hayatında kedi konusunda sıkıntı yaşayan biri için su altında herhangi bir sıkıntı olmayabilir (suda kedi yoktur, en azından ben görmedim), ancak soğuk veya orta dereceli egzersizin neden olduğu astım hastalığı olanlar için ciddi bir risk oluşturmaktadır.

Şüpheniz varsa hiperbarik merkezinde bir hekime danışın. Genelde kronik bir rahatsızlığı olmayan kişilerin aile hekiminden bir rapor almaları yeterli olabilir.

BEN BİR ENGELLİYİM, DALABİLİR MİYİM?

Evet, yapabilirsiniz, ancak bu engelinizin türüne ve ciddiyetine göre değişir.

Örneğin kollarını kullanmayan bir kişi, ekipmanı yardım almadan kuşanamayacaktır ama sonuçta engelinin durumuna göre dalış yapabilir. Down sendromu, otizm gibi zihinsel zorluklara gelince, durumun ciddiyetine bağlıdır ve doktorunun buna izin vermesi gerekecektir.

Down’lu bir kişi sıklıkla bir insandan daha yavaş öğrenir, ancak bir şeyler öğrendikten sonra öğrendiği kalır ve şimdiye kadar tanıdığınız en iyi dalıcılardan biri olabilir.

Herhangi bir sistem size bu konuda yardımcı olamıyorsa, endişelenmeyin. DDI (Disable Divers International – https://www.ddivers.org/ ) organizasyonu sitesini inceleyin.

KENDİ ekipmanımı almayı mıyım?

Hayır. Eğitim sonrasında karar verin. Temel eğitiminize başlamadan önce ekipman almanız konusunda ısrar edecek herhangi bir eğitim kurumu varsa zaten uzak durun derim.

Bununla birlikte, belirli bir eğitimden geçen ve dalış hayatını devam ettirmek isteyen dalıcıların en azından bütçelerine ve ne sıklıkta dalacaklarına bağlı olarak kendi maskeleri, şnorkelleri ve paletlerine yatırım yapmaları gerektiğine kesinlikle inanıyorum. Diğer ekipmanlar ihtiyaca göre alınabilir. Üst seviye dalışlara başlandıktan sonra bir dalış bilgisayarı alınmasını öneririm.

KÖPEK BALIKLARINDAN ÇOK KORKUYORUM

Olamaz! Yoksa Jaws filmlerini mi izlediniz veya başka köpek balığı hikâyeleri mi duydunuz?Hiçbirine inanmayın.

Köpek balıklarının çoğu oldukça ürkektir ve en küçük rahatsızlık duydukları ortamdan yok olurlar. Türkiye sularında kolay kolay göremezsiniz. Dalış sınırları içinde köpekbalığı görürseniz kendiniz çok şanslı hissetmeniz gereklidir. Ve emin olun çoğu tecrübeli dalgıç bir köpekbalığı görmek için can atar. Tehlikeli olan türlerin olduğu bölgelerde (Türkiye’de yok) dalışlar zaten özel şartlarda ve belirli bir seviye üzerindeki dalıcılar için düzenlenmektedir.

Eğlenceli mi?

Evet. Her dalış mükemmel bir su altı macerası olmayabilir, ama bir kere bağlandığınızda bırakmak zordur. Dalışı öğrenmenin yaşamı değiştiren bir deneyim olduğu kesindir. Birçok hobi gibi arkadaşlarınız arasında deneyimlerinizin paylaşıldığı, ekipmanlar ve dalışlar hakkında konuşulduğu veya yeni şeyler öğrenildiği için harika bir yerdir.

Dalışa gidin, tecrübe edinin ve her anın tadını çıkartın. Çünkü dünyanın büyük bir kısmı sular altında, unutmayın.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen adınızı buraya girin